Siyasi Gelişmelerin Ekonomiye Etkisi: TL'de Değer Kaybı ve Piyasa Tepkileri

Blog Image
Son bir haftada yaşanan siyasi ve hukuki gelişmeler, ekonomide ciddi gerilimler yarattı. TL'nin değer kaybı, borsa kayıpları ve TCMB'nin müdahaleleri dikkat çekiyor.

Siyasi Gelişmelerin Ekonomiye Etkisi: TL'de Değer Kaybı ve Piyasa Tepkileri

Son bir haftadaki siyasi, hukuki gelişmeler ekonomide gerilim yarattı, yaratmaya da devam ediyor. İBB başkanı Sn. Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptali, yüzlerce kişiye gözaltı süreci, soruşturmalar ve tutuklamalar ard arda geldi. Bu gelişmeler, ekonomide ani dalgalanmalara yol açtı. 19 Mart günü Dolar/TL’nin yüzde 12 oranında sıçraması, borsa kayıpları ve TCMB’nin rezerv satışı gibi durumlar, piyasalarda belirsizlik yarattı.

Ekonomideki Ani Değişimler

19 Mart günü Dolar/TL, 40 TL’nin üzerini gördü ve haftayı yüzde 3,5 artışla kapattı. TCMB, kur atağını önlemek için 26 milyar dolar rezerv harcamak zorunda kaldı. 18 Mart’ta açıklanan 224,3 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli dış borç stoku, bir gün sonra TL bazında 1 trilyon TL’ye yakın arttı. Bu durum, döviz talebinin artmasına neden oldu.

Borsada acil durum önlemi olarak devre kesiciler devreye girdi. Ancak yerli ve yabancı satışlar devam etti. BIST100, 19 Mart’ta yüzde 9 düştü ve haftayı yüzde 16 düşüşle kapattı. Banka hisselerinde yaşanan yüzde 26’lık kayıp, 2000 krizini hatırlattı. Hazine’nin 10 yıllık iç borçlanma faizi ise yüzde 33,5’e yükseldi.

Yabancı Sermaye Çıkışı ve TL’nin Değer Kaybı

Son iki yılda değerli TL, düşük kur ile sınırlı yabancı sermaye girişini sağladı. Ancak 19 Mart sabahı TL’nin değer kaybı, yabancıların pozisyonunu değiştirdi. TCMB, piyasaya döviz sürerek kur yükselişini durdurmaya çalıştı. Ayrıca, TL likiditesini azaltmak için bazı adımlar atıldı. Bu adımlar arasında örtülü faiz artışı ve TL uzlaşmalı vadeli döviz satışları yer aldı.

SPK’dan gelen düzenlemeler de dikkat çekti. Açığa satışın yasaklanması ve pay senedi alımının kolaylaşması gibi önlemler alındı. Bu durum, TL getirisinin artırılmasına yönelik makro ihtiyati tedbirlerin alınacağını gösteriyor. Ancak kısa vadede TL’ye talep düşük düzeyde kalmaya devam ediyor.

Enflasyonla Mücadele ve Faiz Politikaları

Enflasyonla mücadelede iki önemli engel, kur geçişkenliği ve enflasyon beklentilerinin bozulmasıdır. Bu durum, 3 Nisan’da açıklanacak mart enflasyonu ile netleşecek. TCMB, 17 Nisan’daki faiz kararı için bu veriyi gözlemleyecek. Bugünkü gelişmelerle faiz indirimi olasılığı düşük görünmektedir.

Yeni haftada örtülü faiz artışı ile piyasadaki TL çekilirken, kurda hareketlenme ve TCMB’nin rezerv satışı olasılık dahilindedir. Ancak belirsizlikler devam ettiği sürece faiz yüksek düzeyde kalacaktır. Bu durum, kamu maliyesinin bozulmasına ve bütçe açığının büyümesine yol açacaktır.

Yerli Yatırımcı ve Risk İştahı

Yerli yatırımcının pozisyonu, yabancı sermaye girişinden daha önemli hale gelmiştir. TL’de değer kaybı yaşanırken, yerli yatırımcıda risk iştahı azalmaktadır. Dışarıdan ülkemizi inceleyenler, içerideki gelişmelere daha dikkatle bakmaktadır. Bu durum, piyasalardaki belirsizliği artırmaktadır.

Son günlerde yaşanan ekonomik irtifa kaybı, makro ekonomik göstergelerin durumunu sorgulatmaktadır. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 30’a yaklaşmış, ekonomi küçülmüştür. Mali disiplin risk altındadır ve ihracatçının beklentisi kur artışına bağlıdır. Ücretler enflasyon karşısında erimekte ve bu durum, toplumda yoksullaşmaya yol açmaktadır.