Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, kayıtdışı ekonominin Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu vurguladı. Yüksek vergiler ve faturasız alışverişin yaygınlaşması, kayıtlı ekonomiyi tehdit ediyor. Baran, bu durumun düzgün çalışan üreticilere ve mükelleflere zarar verdiğini ifade etti. Ayrıca, kayıt dışı ile mücadelede hızlı ve etkin önlemler alınmadığı takdirde, ekonomideki sorunların daha da ağırlaşacağına dikkat çekti.
Baran, mevcut vergi uygulamalarının kayıtdışılığı teşvik ettiğini belirtti. Kayıt dışı alışverişin yaygınlaşması, işini düzgün yapanları zor durumda bırakıyor. Bu durum, ekonomideki dengesizlikleri artırıyor ve kayıtlı mükelleflerin yükünü ağırlaştırıyor.
Gürsel Baran, “Faturasız alışveriş yapmak moda oldu” diyerek, bu durumun yaygınlığını vurguladı. Müşterilerin faturasız ürünleri tercih etmesi, kayıtlı ticareti olumsuz etkiliyor. Baran, kayıtdışılığın artmasının, denetim eksikliğinden kaynaklandığını belirtti. Eskiden sıkı denetimlerin olduğunu, ancak şimdi kayıtsız ürünlerin serbestçe satıldığını ifade etti.
Baran, “İnsanlar kayıt dışında olmayı zorunluluk olarak görüyor” dedi. Bu durum, kayıtlı ticaretin azalmasına ve vergi gelirlerinin düşmesine neden oluyor. Kayıtdışı ekonominin büyümesi, Türkiye'nin ekonomik yapısını tehdit ediyor.
Baran, vergi politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. “Ticaret ve üretimin anayasası baştan yazılmalı” diyen Baran, vergi affı konusunun gündemden kalkması gerektiğini vurguladı. Vergi oranlarının düşürülmesi gerektiğini ifade eden Baran, bu sayede kayıtlı ekonominin teşvik edileceğini belirtti.
Baran, “Vergi oranlarını düşürürsek, tahakkuk ve tahsilat oranlarının en az 5 kat artacağına inanıyorum” dedi. Kayıtdışı alışverişin önlenmesi için vergi oranlarının ödenebilir seviyede olması gerektiğini vurguladı. Bu durum, kayıtlı ekonomiyi destekleyecektir.
Baran, kayıt dışı ile mücadelede Avrupa'daki uygulamalara dikkat çekti. Almanya ve Fransa'daki uygulamaların, kayıtlı ekonomiyi teşvik ettiğini belirtti. Bu ülkelerde, düşük tutarda bir para transferi yaparken birçok soru sorulduğunu ifade etti. Bu uygulama, kayıt dışı ekonominin kayıtlı hale gelmesine yardımcı oluyor.
Baran, ayrıca yatırım izinlerinin arz fazlası olan bölgelerde verilmemesi gerektiğini belirtti. Bu sayede kaynak israfı önlenebilir ve mevcut yatırımcılar korunabilir. Yanlış yatırımların engellenmesi, ekonomik istikrarı artıracaktır.
Gürsel Baran, KOBİ'lerin finansmana erişim sorununa da değindi. KOBİ'lerin toplam kredi içindeki payının düşük olduğunu belirtti. “Finansman destekleri konusunda acilen alternatif uygulamalar gerekiyor” dedi. Kredi Garanti Fonu'nun bu konuda değerlendirilebileceğini ifade etti.
Baran, “Büyüme ve kalkınmanın kaldıracı durumundaki yatırımlar için en önemli unsur, maliyeti düşük ve uzun vadeli finansmandır” dedi. KOBİ'lerin finansmana erişiminde yaşanan zorluklar, ekonomik büyümeyi olumsuz etkiliyor.
Gürsel Baran, nitelikli eleman bulmanın zorluğuna da dikkat çekti. “Üniversiteleri sayıda değil nitelikte yükseltmeliyiz” diyerek, eğitim sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Nitelikli eleman eksikliği, sanayi ve üretim alanında sorunlar yaratıyor.
Baran, “En düşük memur maaşı 44 bin TL, en düşük işçi maaşı ise 22 bin TL” diyerek, bu durumun sektördeki iş gücü dengesizliğine yol açtığını belirtti. Kamu sektöründe çalışmak isteyenlerin, özel sektörde çalışmayı tercih etmemesi, nitelikli eleman sorununu derinleştiriyor.