Merkez Bankası’nın yılın son toplantısında aldığı kararla başlayan faiz indirimleri süreci, 2025 boyunca devam edecek. Bu süreç, ekonomide yeni bir döngü yaratacak ve para yeni adresler arayacak. Haziran 2023-Mart 2024 döneminde yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye yükseltilen politika faizi, sekiz aydır bu düzeyde tutulmuştu. Bu durum, ekonomide üretimi geriletirken, piyasadaki fonların mevduat başta TL cinsi finansal yatırım araçlarına yönelmesine yol açmıştı.
Merkez Bankası, 26 Aralık toplantısında, 22 ay sonra ilk kez faiz indirimine gitti ve dokuz aydır yüzde 50’de tuttuğu politika faizini yüzde 47,5’e çekti. 250 baz puanla başlayan ilk adım, piyasa göstergelerinde volatil bir seyir gözlenmemekle birlikte sürecin devamında piyasaları nasıl etkileyeceği merak konusu oldu.
Faizin düzeyindeki değişimler, yatırım araçları arasındaki fırsat maliyetini değiştiren başlıca faktörü oluşturuyor. Yüksek faiz döneminde cazip getirili risksiz araçlar tercih edilirken, düşük faiz koşullarında yatırımcı risk alarak başka araçlara yöneliyor. Bu nedenle, program döneminde aşırı yükselen faizler nedeniyle revaçta olan risksiz TL faizin, 2025 boyunca indirimlerin devam etmesi durumunda cazibesinin azalacağı düşünülüyor.
Bu durum, yatırımcıların hisse senedi, döviz, altın gibi diğer klasik enstrümanlara yönelmesine etki edecek bir faktör olarak görülüyor. Faiz indirim sürecinde, değer saklama aracı olarak altına ve dövize ve özellikle Borsa’ya yönelişin artacağı bekleniyor. BIST’te hızlı yükseliş trendi olasılığına işaret ediliyor.
Faiz indirimi sürecinin başlaması ile paranın yeni rotası konusunda favori olarak dile getirilen yatırım alanlarının başında Borsa geliyor. BIST 30 ve BIST 100 endeksleri bünyesindeki şirketlerin hisselerinin faiz indirimiyle birlikte kısa ve uzun vadede artış gösterebileceği belirtiliyor. Şirketlerin borçlanma maliyetlerini düşürerek kârlılık beklentilerini artıran bir faktör olarak faiz indirimleri, yatırımcılarda risk alarak Borsa’ya yönelmeyi teşvik ediyor.
Başlayan yeni süreçte Borsa’ya ilginin giderek artabileceği, BİST’te hızlı yükseliş trendi yaşanabileceği belirtiliyor. Uzmanların öngörüsüne göre, yeni süreçte perakende, teknoloji, gayrimenkul ve temettü veren hisseler en fazla rağbet görecek ve kazandıracak.
Faiz indirimlerinin, altına yönelik yatırımcı ilgisini artıracağı bekleniyor. Azalan faiz getirisi dolayısıyla yatırımcıların TL mevduattaki birikimlerini çözerek, değer saklama aracı olan altına yatırım yapabileceği belirtiliyor. Küresel piyasalarda dolar üzerinden fiyatlanan altında, kurdaki yukarı yönlü oluşabilecek hareketler de fiyatı yukarı iten bir faktör oluşturuyor.
Döviz talebinde kayda değer bir artış yaşanması ise kurları yükseltmesi beklenen bir sonuç. Yüksek kredi faizleri ve sıkılaştırma nedeniyle konut sektöründe yaşanan durgunluk, faiz indirimi sürecinin başlamasıyla canlanmaya dönüşebilir. Ancak kredi faizlerinin düşmesi ile birlikte konut fiyatlarında yaşanacak olası yükseliş, bu trendi baskılayabilir.
Merkez Bankasının belirlediği bir hafta vadeli repo işlemlerinde uygulanan faiz oranı, ekonomi çevrelerinde “politika faizi” olarak adlandırılıyor. Merkez bankaları bu faiz oranını belirleyerek iktisadi faaliyet ve fiyatlar genel seviyesini etkilemeyi amaçlıyor. 250 baz puanla başlayan indirim sürecinde politika faizinin 2025 yılı sonunda hangi düzeye ineceği, ekonomideki aktörleri yakından ilgilendiriyor.
Merkez Bankası’nın aralık ayında, piyasa katılımcıları anketinin sonuçları, 2025 boyunca politika faizinde toplam 16,62 puanlık bir indirim beklentisini ortaya koyuyor. Katılımcıların yanıtları toplulaştırılarak değerlendirildiğinde 12 ay sonrası için beklenen politika faizi yüzde 30,88 düzeyinde bulunuyor.
Merkez Bankası’nın faiz indirimi sürecini, 2025 asgari ücret zammının beklenen enflasyon öngörüsüyle yüzde 30’da tutulması üzerine erkene çektiği değerlendiriliyor. Banka, indirim sürecinde para politikasında sıkılığın korunacağı vurgusunu yapıyor. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı düşüş sağlanana kadar sıkı para duruşunun sürdürüleceği belirtiliyor.
Bu arada Merkez Bankası, yıllık toplantı sayısını 12’den 8’e düşürürken, operasyonel çerçevede de değişikliğe giderek, gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla +/- 150 baz puanlık bir marjla belirlenmesi kararı ile faiz koridorunu daralttı. Faiz indirim sürecinin 2025 boyunca devam etmesi genel beklenti olmakla birlikte, bundan sonraki adımların “ihtiyatlı ve kontrollü” şekilde atılacağı mesajı veriliyor.